‘Öncelikli hedefimiz kadınlara ve gençlere yönelik istihdamı arttırmak’

DEM Parti Qoser Belediyesi Eşbaşkan Adayı Zeyni İpek, kayyum tarafından gasp edilen Qoser Belediyesini aldıklarında, öncelikli hedeflerinin kadınlara ve gençlere yönelik istihdamı arttırmak olduğunu belirtti.

YEREL SEÇİM

31 Mart 2019 tarihindeki seçimlerde yüzde 70.45 oy alan HDP’li Nilüfer Elik Yılmaz ile Salih Kuday, Qoser belediyesi eşbaşkanları oldular. Salih Kuday’ın mazbatası YSK tarafından KHK ile işten çıkartılmış olduğu gerekçesi ile verilmedi. HDP tarafından yapılan eğilim yoklamasında halk tarafından ismi en çok ön plana çıkan isim olan Zeyni İpek, Qoser Belediyesi Eşbaşkanı oldu. Göreve gelmelerinden çok kısa bir süre sonra yerlerine 4 Kasım 2019 tarihinde Qoser kaymakamı Hüseyin Çam kayyum olarak atandı. Kayyum Hüseyin Çam'ın adı belediye yönetiminde olduğu süreçte ihalelerden komisyon adı altında pay almaktan fatura şişirmeye kadar pek çok yolsuzluğa karıştı. Hüseyin Çam icraatlarına Qoser'den sonra kaymakam olarak atandığı Antalya'nın Kemer ilçesinde de devam etti ve ev hanımı olan eşini Kemer Belediyesi'nde önce sözleşmeli memur olarak işe aldırdığı, sonra da kadrolu memur yaptığı ortaya çıktı.

Zeyni İpek, kent uzlaşısı kapsamında yapılan halk oylamasıyla bu dönem de DEM Parti Qoser Belediyesi Eşbaşkan Adayı oldu. İpek, ANF'nin sorularını yanıtladı.

Qoser belediyesi iki dönemdir kayyum tarafından gasp ediliyor. Hem belediye bütçesinin hor kullanılmasına hem de kayyum tarafından yapılan yolsuzluklara dair çok ciddi iddialar var. Sizin yerinize kayyum olarak atanan Hüseyin Çam'ın görev yaptığı dönemde ihalelerden pay aldığı iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Bu dönem nasıl bir belediyeyle karşılaşacağınızı düşünüyorsunuz?

2019'da göreve geldiğimizde yapabildiğimiz tek şey personelin maaşını ödemekti. Belediyenin kasası bomboştu. Bankalara kredi başvurusunda bulunduk o dönem. Belediyenin borçlarını ödeyebilmek ve acil hizmete başlayabilmek için, kredi bile bulamadık. Yolunun çok bozuk olduğu yerler vardı mesela ama temel altyapı hizmetlerine dair herhangi bir çalışma yapacak bütçemiz yoktu. Bu dönem de maddi açıdan işimiz zor olacak. Kayyumun nasıl bir tahribat yaptığı, belediye kasasını nasıl boşalttığı halk tarafından da biliniyor. Mesela 20 liralık parke taşını 40 lira olarak faturalandırmışlar. İhalelerde katkı payı altında binlerce lira doğrudan kayyumun talimatıyla insanlardan alınmış Ama bu para belediyenin bütçesine girmemiş. Zaten kayyum hakkında resmi işlem başlatılması için suç duyurusunda bulunuldu. Onun hakkındaki iddialar yalnızca burada bilinmiyor, Türk basınına da yansıdı. Tabii tam tabloyu yönetimi devraldığımız zaman göreceğiz. Nasıl bir belediyeyi devraldık, elimizdeki bütçe ne, ne kadar borçlandırma yapılmış; bunları zaman içerisinde tespit ettikçe paylaşacağız.

Kurdistan'da birçok belediye kayyum tarafından gasp edildi. Öz yönetim süreçleri sonrasında bölgede yürütülen farklı özel savaş konseptleri var. Qoser, Kurdistan direniş tarihi açısından da önemli yerlerden biri. Genç nüfusun siyasetin içerisinde aktif olduğu, kendi sosyal ve ekonomik dinamikleri olan bir ilçe. Sizce kayyum rejimi Qoser'de neyi hedefledi?

Temel özel savaş konsepti olarak kadınlara ve gençlere yönelimi Kurdistan'ın her yerinde genelleştirdiler. Tarihten de bunu biliyoruz ki, bir devrim gerçekleştirilecekse bunun öncü gücü kadınlar ve gençlerdir. Topluma öncülük eden iki temel dinamik bunlardır. Bu yüzden çok boyutlu bir yönelim var gençlere ve kadınlara. Qoser özgürlük mücadelesinde hiçbir dönem geri durmayan, gençlerin her dönem kendini fazlaca kattığı bir yer. Genç nüfusu zaten çok fazla. İki kayyum sürecinde de ilk önce kadın kurumları kapatıldı, kadın kazanımlarına yönelim oldu. Qoser'de en merkezi yerlerde dahi gençlerin eline uyuşturucu verildiğine ve sokak ortasında kullanımlarının teşvik edildiğine şahit olduk. Yine derin bir yoksullaşma durumu var. Gençler geleceğe dair umutsuzluk ve endişe duyuyor. Son 2 yıl içerisinde 2 binden fazla gencin yurt dışına gittiğini biliyoruz. Bunlar doğrudan devlet eliyle yapılan uygulamaların sonucuydu. Tabloya baktığımızda, başta da söylediğim gibi amacın kadın ve gençlik üzerinden toplumu kuşatmak olduğu ortada.

Sizce Qoser'in öncelikli olarak hizmet beklediği konular nelerdir? ‘Göreve geldiğimizde ilk olarak bunu yapacağız’ dediğiniz projeler nelerdir?

Belediyeyi devraldığımızda öncelikli hedeflerimiz kadınlara ve genç nüfusa yönelik istihdamı arttırmak. Kayyum geldiğinde ilk olarak neyi hedefledi? Öncelikli olarak belediyelerdeki kadın birimlerini ve bize ait kadın ve gençlik kurumlarını kapattı. Bunların hepsini açacağız ve yeniden işler hale getireceğiz. Temel belediyecilik hizmetleri her noktada eksik bırakıldı. Elbette bunlara da hızlıca el atacağız. Geçenlerde bir yağmur yağdı, Qoser'i resmen sel bastı. Yollar çok sorunlu. İnsanlarımızın gündelik yaşamını kolaylaştırmak için elimizden geleni yapacağız. Tarım faaliyetlerinden, imar ve şehircilik alanındaki düzenlemelere kadar yapılması gereken birçok şey var. Ama çok önemli bir istihdam sorunu var ve öncelikle olarak el atacağımız konuların başında bu geliyor. Yine ilk yapacağımız belediye meclis toplantısında sokak, cadde ve parklarımızın kayyum tarafından değiştirilen isimlerini geri vermek için karar çıkartacağız. Uğur Kaymaz'ın heykelini kaldırdılar, Mehmet Sincar Parkı'nın, Musa Anter Caddesi'nin ismini değiştirdiler. Mücadele tarihimizin değerlerinin isimlerini yeniden o caddelere, parklara, sokaklara vereceğiz.

Mêrdîn'de uzun süredir aktif siyasette yer alan, çeşitli dönemlerde siyasi parti yöneticiliği yapmış ve kentin dinamiklerine hakim olan birisiniz. Sizce önümüzdeki süreçte Mêrdîn'de bizi nasıl bir siyasi atmosfer bekliyor? Önceki süreçlerden farklı olarak yerel yönetimler ve halkla ilişkiler açısından hangi güçlendirmelere gidilmeli? Halkın 31 Mart yerel seçimlerinden beklentisi nedir?

İki dönemdir kayyum rejimli ile karşı karşıyayız. Bizim siyasetimiz bir kitle siyasetidir ve iradenin doğrudan yansıması bakımından yerel yönetimler her zaman önemlidir. Halkımızın yerel yönetimlerle bağını zayıflatmaya çalıştılar. Gözaltılar ve tutuklamalarla hem bir korku atmosferi yaratmaya çalıştılar, hem de tecrübeli ve saha hakimiyeti olan arkadaşları bu tutuklamalarla alanlardan uzaklaştırmaya çalıştılar. Tabii u noktada öz eleştirel olmak gerekiyor, bir devamlılık sorunu oluştu. Sahayı daha iyi bilen ve tanıyan güçlü siyasi kadrolar gidince, dönemsel olarak boşluklar yaşandı. Siyasi alanda eğitimli, halkın dinamiklerine ve sürecin gidişatına hakim çalışan eksikliği hepimiz tarafından görüldü. Bu arkadaşlar halk ile hareket arasında bir köprü görevini üstlenirler, onların eksikliği tabii derinden hissedildi. Kitle ile bağlarımız önceki dönemlere göre zayıfladı. Bunun sonucunda merkezileşme durumu yaşandı. Geçen yılki genel seçim sürecinde ortaya çıkan tablo tüm bu durumların özeti niteliğindedir. Tabii biliyorsunuz bundan sonra yapılan halk toplantıları ile güçlü bir öz eleştiri süreci başlatıldı.

Halk bu süreçte ön seçimler ile delegasyonla kendi adaylarını belirlemekten çok memnun. 'Bize kulak vermiyorsunuz' eleştirisi vardı, kent uzlaşısı modeli bu eleştiriye çok boyutlu bir cevap amacıyla hayata geçirildi. Yer yer kimi kırılmalar, sonuçtan memnuniyetsizlik durumları elbette olmuştur ama bu Newroz’da alanlara önceki yıllardan çok daha fazla akan, süreci büyük bir coşkuyla sahiplenen kitlemiz bence çok açık bir mesaj verdi. Talepler çok netti. Çalışmalar için köyleri ve mahalleleri dolaştığımızda insanlarımızın bu net tavrını ve coşkusunu görüyoruz. Bu bizi de çok heyecanlandırıyor, çalışma gücümüzü onlardan alıyoruz. Bizlerden sadece seçim süreçlerinde değil genel olarak da yanlarında ve içlerinde olmamızı bekliyorlar ve haklılar. Onların taleplerine cevap olmak bizim esas sorumluluğumuz.